1-Karahisar Kalesi: Afyonkarahisar Valiliğinin logosunda ilk önce Karahisar Kalesi göze çarpar. Karahisar Kalesi; Afyonkarahisarın tarih boyunca kale etrafında yaşantısını simgeler. Geçmişle bütünleşmiş şehri; karahisar kalesi anlatır. Ayrıca tarih boyunca bir savunma güveni ifade eder.
Karahisar Kalesi: Yaklaşık 3 bin 350 yıllık tarihe sahip olan "Karahisar Kalesi" yerden 226 metre yükseklikteki trakit bir kaya kütlesi üzerinde bulunmaktadır. Kaleyi Hitit Kralı 2. Murşil MÖ 1344'teki Arzava Seferi sırasında askerlerine sığınak olarak yaptırmıştır ve kale Hapanova Kalesi (Yüksek Tepe Şehri) adıyla anılmıştır.
Frigler döneminde Hapanova Kalesinin eteklerine bir köy olarak kurulan şehrin bilinen klasik çağlardaki en eski adı Akronio'dur. Romalılar döneminde bu adın gerek paralar üstünde gerekse Latince kitabelerde ve diğer kaynaklarda Akronium şeklinde yazıldığı anlaşılmaktadır. Akrones, Akroenos, Latince şeklinin halk arasında ve daha sonra Bizanslılar döneminde değişmiş şeklidir.
Malazgirt Savaşından sonra Sultan I. Mesut'un emri ile Akronium Kalesi'nin eteklerine Karaşar Türkleri yerleşmiş ve daha sonra kaleye Karahisar adı verilmiştir. Karahisar ve yöresi, Selçuklu Veziri Sahib Ata Fahreddin Ali'nin "Sahip" unvanı nedeniyle "Karahisar-ı Sahip" olarak anılmıştır. Karahisar-ı Sahip "Vezirin Karahisarı" anlamına gelmektedir.
İlin adı Osmanlı arşivlerinde de "Karahisar-ı Sahip" olarak geçmekte, bu dönemde Afyonkarahisar adının yöresel olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren ise "Afyonkarahisar" olarak anılmış, Atatürk Nutuk'ta da 34 ayrı yerde Afyonkarahisar adını kullanmıştır.
Uygarlıkların kurduğu şehirler her zaman kalenin eteklerinde kurulmuştur. Karahisar kalesi tarih boyunca bir savunma ve güvenin bir ifadesi, sembolü olmuştur.
2- Utku(Zafer) Anıtı: Logonun ortasındaki Utku (Zafer) Anıtı; şehrin ve yurdumuzun 1922 yılında düşman işgalinden kurtuluşu canlandırır, Türk’ün gücüne vurgu yapar ve Afyonkarahisar’ın Kurtuluş Savaşı’ndaki önemini vurgular.
Ünlü heykelci Heinrich Krippel tarafından 1934-1936 yılları arasında yapılan ve 24 Mart 1936 günü dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından açılan anıtın kaidesi büyükçe ve kübik bir kayaçtan oluşmaktadır. Kaidenin üstünde, tunçtan yapılmış iki erkek heykeli vardır. Bu heykellerden ayakta olan, düşmanı ayakları altına almış Türk'ü; ayaklar altında yatan ise Türkiye'yi işgal eden düşmanları simgelemektedir.
Heykeller normal insan boyutlarından daha büyük ve hareketleri son derece canlıdır. İşgalcileri sembolize eden ve yerde yatan figürün büyük bir çaresizlikle aşağı sarkmış olan başındaki ıstıraplı yüz ifadesi ve bitkin vücudu yenilgiyi göstermektedir. Ayaktaki figürün yüzünde ise büyük bir hiddet ifadesi vardır. Gerilmiş kasları, şişmiş boyun damarları, yukarı kalkmış kolları, biri yumruk şeklinde sıkılmış, diğer bir şeyi parçalayacakmış gibi açılmış elleri ile ayakları altında yatan figüre yukarıdan bakarak adeta ezmektedir.
Heykeli taşıyan kaidenin çevresinde de tunçtan kabartmalar bulunmaktadır. Kaidenin çevresindeki kabartmalarda ön yüzde Atatürk'ün sol profilden bir portresi, arka yüzde Türk askerinin taşıdığı sancağı işgalden kurtulan halkın öpmesi, sol yüzde Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak'ın harita üzerinde yaptıkları Başkomutanlık Meydan Muharebesi planı, sağ yüzde ise Türk askerinin yaptığı bir süngü saldırısı betimlenmiştir.
6 Kasım 1937 günü Afyonkarahisar ziyareti esnasında anıtı inceleyen Mustafa Kemal Atatürk, anıt hakkında "Büyük utkuyu en iyi anlatan anıt" demiştir.
3-Valilik Binası : Utku(Zafer) Anıtı’nın sağında ve solunda bulunan Tecilli ve tarihi olan Valilik Binaları hem Karahisar Kalesi etrafındaki tarihi yapılara dikkat çekerken, işlevsel fonksiyonu nedeni ile de Afyonkarahisar’ın tarih boyunca topraklarında yaşayan uygarlıklardaki önemine vurgu yapmaktadır. Afyonkarahisar’a işlevsel ve görkemli bir belediye binası kazandırılmak üzere Cumhuriyetin 14. Yıldönümünde 27 Ekim 1937 yılında temelleri atılan binanın bu alana yapılmasındaki amaç modern bir şehri temsi eden Anıtpark ve buradaki Utku Anıtı’nın arkasındaki şehrin eski dokusunu saklayarak güzel bir dekor oluşturmaktı. Tarihi belediye binası 70 sene hizmet ettikten sonra 2010 yılında boşaltıldı. Daha sonra restore edilerek 29 Ekim 2014 tarihinden itibaren Valilik Binası olarak hizmet vermeye başladı.